2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞİNİZDE ÜCRETSİZ KARGO!
2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞİNİZDE ÜCRETSİZ KARGO!
2000 TL VE ÜZERİ ALIŞVERİŞİNİZDE ÜCRETSİZ KARGO!

Geçmişten Bugüne Piraye



Damak zevkimizin bizi çıkardığı lezzet dolu yolculukların öyküsü

Zeytinyağı ile birbirimize duyduğumuz karşılıklı sevgi, 2002 yılında Ayvalık tatilimiz esnasında başladı. Peki, sizce neden "karşılıklı” demiş olabiliriz? Çünkü zeytinyağı, ölümsüz ve bereket dolu bir ağacın, insanlığa hiçbir karşılık gözetmeden sonsuz iyilikler sunan bir mahsulü… Üstelik bunu, faydalarının yanı sıra lezzetiyle de güçlü bir şekilde ortaya koyuyor! Zeytinyağının bu benzersiz nimetlerini bizim tam anlamıyla fark etmemiz ise Ayvalık’ta yaptığımız bir tadım sayesinde oldu.

İlk Gerçek Lezzetle Buluşma

Evliliğimizin ilk yıllarından itibaren gastronomi turizmine duyduğumuz ilgi, 2002 yılında Ayvalık’taki zeytinyağını denedikten sonra bir amaca kavuşmuştu. Çok geçmeden anladık ki daha önce hiç tatmadığımız bu lezzetin asıl sırrı, coğrafyasında gizliymiş. Neyse ki o yıllarda Bursa’da ikamet ettiğimizden, damak çatlatan pek çok lezzete ev sahipliği yapan Ege Bölgesi’ni her fırsatta ziyaret edebiliyorduk.

Ege Kasabalarında Uzun Yıllar Süren Yeni Lezzet Arayışları

Ayvalık, Assos, Adatepe, Burhaniye, Altınoluk, Akhisar, Urla, Milas, Selçuk… Gittiğimiz tüm bu cennet duraklarında elbette, farklı zeytinyağlarını denemeyi ihmal etmiyorduk. Hem lezzet tutkunu bir çift hem de çiçeği burnunda bir ebeveyn olarak, bebeklik çağından henüz çıkan kızımız Sude’nin sağlıklı beslenme gereksinimi de bizim için bunda fazlasıyla etkiliydi. Uzun yıllar boyunca her tatilimizi bir "zeytinyağı keşif yolculuğu” tadında geçirdikten sonra, 2011 yılında tatil noktası olarak bu kez de Edremit’i ziyaret edelim dedik. Tabii ilk soluğumuzu aldığımız yer, adıyla müsemma Zeytinli ve civar köyleri oldu.

Kaz Dağları'nın Muhteşem Doğasından Gelen Eşsiz Tadın Keşfi

Doğanın gerçek anlamda "efsaneleştiği” Kaz Dağları’nın eteğinde konumlanan Zeytinli ile çevresindeki köyler, tarihi ve doğası kadar zeytinyağıyla da bizi adeta büyülemişti. Zeytinyağı ihtiyaçlarımızı bir müddet daha aynı bölgeden karşılamaya devam ettik. Bölgenin zeytinyağını o kadar çok benimsemiştik ki bir müddet sonra artık zeytinyağını direkt olarak temin etmek yerine, civardaki Çamcı, Dereli ve Mehmetalan köylerinden zeytin alıp bizzat sıktırmaya başladık. Hatta yalnızca kendimizle kalmayıp, bu köylerde üretilen zeytinyağının üst düzey kalitesinden dostlarımızın da faydalanabilmesi için giderek daha fazla ürün tedarik eder olduk.

Gerçek Doğallığı ve Saflığı Bulma Çabaları

Kaz Dağları'nın eteklerinden gelen zeytinyağlarını deneyen tüm yakınlarımız -bu lezzetin tadına varınca, haliyle- düzenli tüketiciler olarak bir bir aramıza katılmaya başlamıştı. Dostlarımızdan gelen zeytinyağı ihtiyaçları ve talepleri gitgide artınca, istediğimiz doğallıktaki zeytinleri bulamamaktan tutun maliyet dezavantajına kadar pek çok olumsuz durumla karşılaşmak da kaçınılmaz hale gelmişti.

Tedarik Sürecindeki Zorluklara Karşı, Bir Dostun Yardım Eli

İnsanlığa binbir fayda bahşeden zeytin ağaçları, bizim için her yaprağı paha biçilmez değer taşıyan birer doğa harikasıydı. Haliyle, bizim önceliğimiz sadece lezzet değildi. Zeytin ağaçlarının zirai ilaçlara maruz kalmamış olmasına ve bakımına özen gösterilmesine de fazlasıyla önem veriyorduk. 

Bundan hareketle 2012 yılında, "Neden kendimize ait bir zeytinliğimiz olmasın?” dedik. Bunun üzerine, yağlık zeytin ihtiyaçlarımızda bize destek olan ve artık ailemizin bir parçası haline gelen dostumuz Cengiz Karaca’dan yardım istedik. O da ikamet ettiği Edremit’in Çamcı köyünde organik zeytin üretimine elverişli bir zeytinlik olduğunu söyledi. 

Zeytinliğe Varış ve Karar Aşaması

Zeytinliğe gitmek için vakit kaybetmeden yola koyulduk. Ve kendimizi Kaz Dağları'nın hemen eteğinde, yemyeşil bir alanda bulduk. Bölge orman havasıyla beslendiği için anında hissedilebilen müthiş bir temiz hava sirkülasyonu vardı. Zeytin ağaçları ise tam istediğimiz gibi Edremit tipi ağaçlardı. Üstelik bölgenin hemen yakınında, bize bunca süre zeytin tedarik eden dostumuz Cengiz ve ailesi de ikamet ediyordu. "Daha ne olsun?” dedik ve kısa süre sonra artık biz de bir zeytinlik sahibi olduk! 

Artan Talep Artışıyla Gelen Büyüme Süreci

Zeytinlik işine başta her ne kadar kendi zeytinyağı ihtiyaçlarımızı karşılamak için girmiş olsak da ürettiğimiz zeytinyağının methi, gitgide uzak çevrelerimize kadar yayılmaya başlamıştı. Zeytinliği aldıktan kısa süre sonra, mahsullerimizi hem yakın çevremize hem de bizi duyan diğer zeytinyağı dostlarımıza ulaştırarak ufak da olsa gelir elde etmeye başladık. Birkaç yıl içerisinde, bu işi iyiden iyiye profesyonel bir boyuta taşıyabilecek seviyeye geldik. Cengiz ve ailesi ise artık düzenli bir iş anlamında da bize yardım etmeye başlamıştı. Bu sayede zeytinyağı üreten geniş bir aileye dönüştük.

Profesyonelliğe Giden İlk Adım

Zeytinyağı tenekelerimizi bir müddet sonra Türkiye’nin birden fazla bölgesine ulaştırmaya başlamıştık. Bunun üzerine kızım Sude, tenekelerin üzerine zeytinyağının kendi üretimimiz olduğunu gösteren bir isim yazma fikrini ortaya attı. İsim çatısı altında üretim yapma düşüncesi, aile içinde ilk kez gündeme geliyordu. Özellikle de kızım ve ben, içimizde uyanışa geçen "kadın girişimcilik ruhu” ile bu işe kendimizi hemen kaptırmıştık.

Tutkulu İki Kadın Girişimci, Bir Ortak Hayal

Uzun yıllardır iş dünyasında bağımsız olarak kazandığım deneyimler, bu konuda da cesur bir adım atmak için bana güç vermişti. O dönemde lise öğrenimi devam eden Sude ise beklenmedik ve bir o kadar da hayranlık uyandırıcı azmiyle, ilk adımı birlikte atmamız için sabırsızlanmaya başlamıştı bile! Eşimin destekleyici tutumu ve yardımları ile hayallerimiz önce hedefe, ardından ise plana dönüştü. Bu konudaki başlangıç sınavımız da henüz fikir düzeyinde olan kuruluşumuza bir isim bulmaktı.

Doğallığın ve Lezzetin Adı

Kaz Dağları'nın sadece Türkiye’de turizm ve zeytinyağı üretimi için değil, tüm yerküre ekosistemi için ne kadar önemli olduğu malum… Anadolu’da kuzeyden güneye dağların denize dik uzandığı ilk durak olan bu bölge, dünyada Alp Dağlarından sonra en güçlü ikinci oksijen kaynağı! Eski adı ve mitolojideki namı İda Dağı olan bu dağ, ayrıca pek çok mistik ve tarihi olayın da çıkış noktası olarak biliniyor.

Mitolojiden Geleneğe Dönüş

Homeros’un İlyada Destanı'nda sıkça bahsi geçen Kaz Dağları, anlatılara göre Eski Yunan tanrılarının ölümlülerle iletişim kurduğu kutsal bölgeler arasında yer alıyor. Hatta bununla da kalmayıp, Anadolu-Türk tarihindeki önemli olaylara ve nesillerdir anlatılagelen efsanelere de ev sahipliği yapıyor. Biz de bu nedenle başta, markamızın adını Kaz Dağları'nın zengin mitolojik ve efsanevi tarihinden ilham alarak belirlemeye çalıştık. Ancak sonrasında, bizim kültürümüze ait bir ismin manevi bakımdan hem daha değerli hem de daha akılda kalıcı olacağına kanaat getirdik.

Gerçek İlham: Zeytin Ağacının Kadınsı Direnişi ve Güzelliği

Zeytin ağacının kökünden sökülmediği müddetçe ölümsüzlüğünü koruması, doğurganlığı ve bereketi; fikirlerimize yön verme konusunda ağır bastı. Biz de düşünsel rotamızı hem doğurganlığın (kadının) gücüne atıfta bulunan hem de Anadolu kültürüne ait bir isim bulmaktan yana çevirdik.

"Peki, Piraye Nasıl?”

Üç - dört ay kadar neredeyse her akşam, ailece farklı isim alternatifleri üzerine konuştuk. En sonunda, "Peki, Piraye nasıl?” diye sorduğumu hatırlıyorum. Geleneksel ama modern Anadolu kadınının temsili, ölümsüz şair Nazım Hikmet’in onlarca dizesinin ilham kaynağı, tıpkı zeytin ağacının göz kamaştıran güzelliği gibi "süslü kadın” anlamını taşıyan bir isim… Bu fikir kızımın ve eşimin de çok hoşuna gitmişti. Ve böylece, "Piraye”de karar kılmış olduk.

Piraye’nin Doğuşu

Piraye ismine yönelik gerekli resmi çalışmaları da tamamladıktan sonra, Sude ile birlikte iki kurucu olarak marka başvurumuzu gerçekleştirdik. İsim tescilinden sonra ürünlerimizi Piraye adı ile satışa sunmaya başladık. Diğer yandan talepler de çoğalınca, kendi zeytinliğimize ek olarak; kiraladığımız ve bakımını üstlendiğimiz 3 binin üzerindeki zeytin ağacından üretim yapar hale geldik.

Zorluklardan Birlikteliğe Doğru Uzanan Bir Yol

Hasat zamanlarında çekirdek bir ekiple gece geç saatlere kadar çalıştığımız zorlu süreçlerden sonra, yörede giderek daha çok tanınmaya ve güçlü bağlantılar kurmaya başlamıştık. Ne mutlu bize ki ailemiz günden güne genişliyordu! Zeytinlerin işlenmesi ve zeytinyağının üretimi için de gerekli tüm kalite sertifikalarına sahip modern bir tesisle çözüm ortaklığı kurduk. Böylece, soğuk sıkım yöntemiyle üretim için gerekli işletme altyapısını da tamamlamış olduk.

Onca zorlu süreçten sonra artık her şey yolunda gitmeye başladığı için bundan sonra atacağımız her adımın bir öncekinden güçlü olacağını yüreğimizin derinliklerinde hissediyorduk. Doğaya, insana ve işimize beslediğimiz sonsuz aşk, eminiz ki tüm bu emeklerimizin mahsulü olan zeytinyağlarının lezzetinde de kendisini yaşatıyor. Ürünlerimizin yüzde 100 doğal, katkısız ve hijyenik olması ise Piraye olarak yola çıktığımız ilk günden beri en büyük gurur ve güç kaynağımızı oluşturuyor!

Antik Çağlardan Günümüzü Aydınlatan Bir Fikir Işığı

Piraye’nin hem gelenek hem lezzet hem de koşulsuz güveni hedefleyen "ortak payda” önceliğini, 2019’da bir adım öteye taşımaya karar verdik. O tarihlerde yeni arayışlar için planladığımız seyahat rotalarından birinin İznik olması da bunda önemli bir pay sahibiydi. Uzun yıllardır işin içinde olduğumuzdan, zeytinyağının antik zamanlarda toprak küplerde saklandığını biliyorduk. Ayrıca köylerdeki bazı evlerde de bu gelenek hala sürüyordu. Bunun üzerine İznik’teki çinileri de görünce, eşimle ikimizin de dilinden aynı soru döküldü: "Sence çini nasıl olur?”

Ve… Gelenek ile Estetiği Buluşturan Yeni Bir Adım: Seramik Şişeler!

İznikli zanaatkarlar ve bu konudaki diğer otoriteler ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, zeytinyağı için çini yerine seramiğin daha uygun olacağına karar verdik. Artık sıra, yeni seramik şişelerin İznikli çini ustaları tarafından el emeği göz nuru ile ortaya çıkarılmasına gelmişti. Anadolu kültürüne özgü geleneksel motifleri modern çizgilerle bir araya getiren el yapımı seramik şişelerimiz, kısa süre sonra dostlarımızla buluşmaya hazırdı.

Seramik şişeler sayesinde ürünlerimizde sağladığımız yüksek koruma düzeyinin yanı sıra hem klasik Türk sanatını yeniden canlandırmış olduk hem de zeytinyağı dostlarımıza armağan niteliğinde ürünler sunmaya başladık. Piraye’yi farklı bir çizgiye ulaştıran seramik şişelerimizi belirli dönemlere özel farklı tasarımlarla hala çeşitlendirmeye devam ediyoruz. Her biri sanat eseri olan bu değerli parçaları, zeytinyağı ile birlikte hem çok daha erişilebilir fiyatlarla sunuyor hem de geleceğe miras bırakmanın haklı gururunu yaşıyoruz!

Evet! Piraye olarak bizler, tüketicilerimizi "müşteri” değil, "zeytinyağı dostlarımız” olarak adlandırıyoruz. Ve onların memnuniyetini uçtan uca sağlayabilmek adına var gücümüzle çalışıyoruz! Zeytinyağı dostlarımızdan aldığımız duygu dolu geri bildirimler, yaptığımız işin ne denli değerli olduğunu bize her defasında yeniden gösteriyor. Bu tarifsiz mutluluğu, sizlerin de dahil olduğu geniş ailemizle, sonsuza dek paylaşmaya devam etmek dileğiyle....